nilüfer ağzıma işiyordu

Aslında daha genç sayılırdım. Henüz 17 yaşındaydım ve cinselliğin bile ne olduğunu tam olarak bilmiyordum ki. Sadece içimde bazı doğal isteklerin yeni yeni uyanmaya başladığı bir dönemdi. Yaz tatili için annem beni dayımlara göndermişti. Erdekte yazlık evleri olan dayımın bir de büyük kızları vardı. Nilüfer abla 28 yaşında, yüksek tahsilli, iyi bir işi olan çok ama çok güzel bir ablaydı. Hiçbir erkeğe bağlanmayı sevmediği için evlenmediğini söylerdi annem. Ve ona kızardı. Oysa ben Nilüfer ablayı çok severdim. Çocukca veya bir abladan daha farklı bir sevgiydi bu. Doğrusu o yaz Erdeke gittiğimde en çok onunda orada olmasına sevinmiştim. Her gün sabah beraber denize gidiyorduk ve benimle çok ilgileniyordu. Her şeyimizi konuşurduk Nilüfer ablamla. Benimle resim yapar, yazlık sinemaya götürür, hatta geceleri ufak hikayelerle beni uyuturdu. Kahverengi saçları, açık teni, yeşil gözleri, pamuk gibi yumuşacık elleri ve yanakları vardı. Her ayrılmamızda veya uzun bir aradan sonra buluştuğumuzda mutlaka elini öperdim. Çok yumuşak ve sıcacık olurdu elleri. O ise benim çok saygılı ve efendi bir çocuk olduğumu söyler ve yanaklarımdan öperdi hemen. Hatta elini öptürmeyi çok sevdiğinden benden önce o uzatırdı ve mutlaka birkaç kere öptürürdü elini. Geceleri yatağımda elleri ile saçımı okşar ve beni uyutana kadar hikayeler anlatır, benimle konuşurdu. Bense en çok onun ılık nefesinin kokusunu sever, nefesini içime çekerek uyumaya çalışırdım. Her şeyiyle harika bir tatildi. Ancak bir akşam onu başka bir erkekle görünce her şeyin değiştiğini anladım. Hatta artık akşam beni açık hava sinemasına götürdüğünde bile yalnız bırakıyor o adamın yanında oturuyordu. Dayımların Avşa adasına gittikleri bir gün o adamı eve getirdi. Bizim biraz işimiz var canım diyerek ikisi Nilüfer ablamın yattığı odaya girdiler. Çok kızmıştım ama biraz televizyon seyrederek oyalanmaya çalıştıysam da sonunda gizlice odanın önüne geldim. Anahtar deliğinden içeriye baktığımda her şeyi görebiliyordum. Nilüfer ablam o adamın kocaman aletini ağzına almış deli gibi emiyordu. Sonra adam onu altına aldı ve yarım saat kadar bacaklarının arasında gitti geldi. Bittiğinde ikisi de çok yorulmuştu. Bense korkuyla kaçtım hemen ve televizyonun yanında hiçbir şey görmemiş gibi davrandım. Adam gittiğinde Nilüfer ablam benim yanıma oturdu. Havadan sudan konuştuk biraz. Çok rahatlamış gibiydi. Oysa ben hiç rahat değildim. Hem kızmıştım hem de çok meraklıydım. O gece dayımlar gelmedi ve evde yalnızdık. Uyuyamadığımı söyleyerek Nilüfer ablamın yatağına gittim. O da uyumamıştı ve kitap okuyordu. Beni yanına yatırdı ve her zamanki gibi küçük bir hikaye anlattı. Oysa benim küçük bir hikaye ile uyuyacak halim yoktu. Ona birden “Bugün sizi gördüm. Neler yaptığınızı biliyorum.” Dedim. Çok şaşırdı önce. Sonra kaşlarını çatarak başkalarını gözetlemenin çok ayıp olduğunu ve ne gördüğümü sordu. Anlattıklarımı duyunca doğrusu oldukça endişelenmiş ama daha çok da kızmıştı. Gene de bana gülümseyerek, bak canım bunları sakın babamlara anlatma yoksa onlar bana çok kızar. Benim laf işitmemi istermisin diye sordu. Ben de ona tabiki ona kızılmasını istemeyeceğimi, onu çok sevdiğimi ama bana da aynı şeyleri yapmasını istediğimi söyledim. Çok merak ediyordum. Önce biraz kızdı bana. “Ama sen daha çok küçüksün. Hem ben senin ablan değilmiyim. Nasıl yaparım seninle ” dedi. Olsun çok istiyorum. Biraz dedim. Yoksa dayıma anlatırım deyince artık başka çaresi kalmamıştı. Peki dedi ama gözlerinde biraz kötü ışıltı vardı. “Senin istediğin gibi olsun. Ama bu yaptığının cezasını da yanında çekeceksin. Çünkü bunu yaparken biraz canını da yakacağım” Daha ben ne olduğunu anlamadan beni omuzlarımdan tutarak yatağa yapıştırdı ve altına aldı. Benden çok daha güçlü olduğu için kalkmaya çalıştığım anda kulaklarımdan tutarak tekrar yatağa yapıştırdı. Öyle canım yanmıştı ki gözlerimden yaşlar geldi bir anda. “Sakın sesini bile çıkarma” dedi. “Unutma bunu sen istedin. Artık sen benim küçük seks kölemsin” dedi. Bir anda ılık nefesli ağzını ağzıma yapıştırdı. Dudakları ile beni sıkıca ve sertçe öpmeye başladı. Vücuduyla öyle bir yüklenmiştiki üzerime kıpırdayamıyordum bile. Ağzımın içiyse ıslak ve bana göre kocaman diliyle dolmuştu. O dil öylesine haraketliydiki ben küçücük ağzımla emecem diye uğraşıyordum. Sonunda dilini serbest bıraktı ama ağzımın içini tamamen dolduran dilini emdirmeye başladı bana. Ben neredeyse nefes alamıyordum. Hatta biraz pişman bile olmuştum. Bıraksa hemen kaçıp odama gidecektim. Yalvarmaya başladım “Nolur Nilüfer abla, bırak beni söz veriyorum, kimseye bir şey söylemeyeceğim” diye. Oysa o ağzıma sıkıca yapıştı ve beni deli gibi öpüyordu. Artık boğulacaktım neredeyse. 15 dakika kadar nefessiz bırakacak kadar sert öptü durdu dudaklarımı. Ağzımın içi dilinin tadıyla dolmuş, tükürüklerini ağzıma bırakmış, dudaklarım ise uyuşmuştu. “Daha yeni başladım ufaklık. Dur bakalım hele ” dedi. Hemen beni tamamen soydu. Artık küçücük vücudumun her yerini öpüyordu. Önce ben seni öpeceğim, sonra sen beni öpeceksin dedi. Birden benim küçük organımı eliyle tuttu. Bazen okşuyor bazen bağırtacak kadar sıkıyordu. Hayatımda ilk defa hissettiğim bir şey oldu ve benim minik organım onun kocaman ağzının girdiğinde büyümeye başladı. Ağzı öyle sıcak ve yumuşaktıki o koca ağzın içinde büyüdüğünde bile minicik kalmıştı. Sanki bir vantuz gibi emiyor, diliyle oynuyordu. Çok tahrik olmuştum. Artık hiç inmiyordu organım ve gitgide artan bir zevk duyuyordum. “Hadi bebeğim boşal ağzıma artık “dediğinde müthiş bir zevk patlaması yaşadım bir anda. O boşaldığım anda bile ağzının içinden çıkarmadı benimkini ve beyaz sıvılarımın hepsini dilinin üzerine toplayıp bana gösterdi. Sonra “Vitamindir bu” diyerek dilini ağzına sokup hepsini yuttu. Ben o şaşkınlık içinde odama kaçmaya çalıştım ve tam çıkacakken birden elleri ile yakaladı beni “nereye kaçıyorsun ufaklık. Sen bu gece benim esirimsin” dedi. Ben deli debelenip kurtulmaya çalışıyordum ama o sert bir tokat yapıştırdı yüzüme. O kadar canım yanmıştıki yanağım bile kıpkırmızı oldu. Tekrar debelendiğimde ikinci tokat diğer yanağıma yapıştı. Doğrusu o yumuşak ellerin böylesine acımasız olacağını asla tahmin edemezdim. Çaresiz kendimi ona bıraktım. Ağlamak bile fayda etmeyecekti. Beni hemen yere yatırdı ve ayağını üzerime bastırdı. O kocaman ama yumuşacık ayak tabanı ağzımın üzerine abandı ve hemen o halde soyunmaya başladı. Bense kıpırdayamıyordum bile. Ayağını yüzümden çekmeye çalıştıysam da o kadar çok abanmıştı ki asla kurtulamadım.. Sağ ayağının tabanını, topuklarını ve tüm parmaklarını sırayla tek tek ağzımın içine soktu. En çokta başparmağını emdirdi bana. Parmak aralarındaki minik kirleri bile yalayıp yutmak zorundaydım. Tamamen çıplak kalında birden yüzümün üzerine oturdu. Ağzımın içine organı ile oturmuştu. Ama çok güzel ve tamamen kılsız bir organı vardı. Biraz ter biraz da sidik kokuyordu. Üstelik kendi kendine çokta ıslanmıştı. Gene de çok güzeldi. Kulaklarımdan asılıp “Yalasana ufaklık” demesiyle öpmeye başladım orasını. Ama o öpmemi değil yalamamı ve emmemi istiyordu. Kulaklarımdan bu defa öyle bir asıldıki sanki acıdan beynim uyuşmuş gibi oldum. Hemen bütün gücümle orasını emmeye başladım. Tadı çok değişik olan tuzlu bir sıvı vardı. Hepsini ağzıma doldurdu ve bu arada küçük bir et parçasını buldum orada. Hemen anne sütü emen bir bebek gibi tüm gücümle o parçayı ağzımın içine aldım ve emdim emdim. Nilüfer abla öyle tahrik olmuştuki bir anda orasından gelen sıvılar çok arttı. Ağzımın içi onun vücudundan gelen sıvılarla doluyor, bense hepsini yutuyordum. Yoksa boğulmak tehlikesi bile vardı benim için. Sonra dilimi onun deliğinden içeri soktum. Gittiği yere kadar ittirdikçe o da elleri ile başımı oraya doğru bastırıyordu. Bu defa Nilüfer ablamın bacaklarının arasında boğulacaktım neredeyse. Elleri öyle sıkı ittiriyorduki sesimi bile duyabilmesi veya konuşmam imkansızdı. Birden sanki bir patlama hissettim. Orası kasılmaya ve sert vuruşlarla ağzımın içine sarı sıvılar dolmaya başladı. “Hadi miniğim, daha sıkı daha çok yala ve gelenlerin hepsini yut bakayım” dediğini duydum. Son kalan gücümle ağzımı iyice yapıştırdım orasına tüm hırsımla emdim emdim. O ise defalarca patladı ve ağzımı tamamen doldurdu. Üstelik o sıvıları yutturmak için öyle bastırıyorduki mecburen hepsini yutmak zorunda kaldım. Genzimden mideme doğru yakıcı bir sıvı içime ilerledi. Midemmi bulandı yoksa hoşumamı gitmişti inanın bu yaşımda hatırlamıyorum. Ama o artık rahatlamıştı ve yüzümdeki baskısı azaldı. “Bunlar senin istediklerindi ama şimdi bir yer daha var yalaman gereken” dedi. “Üstelik orada temizlikte yapacaksın” Birden ağzımı kıçının deliğine yanaştırdı. Üstelik burası çok daha ağır kokuyor diye düşünürken seslice osurduğunu hissettim. Şimdi koku daha dayanılmaz olmuştu. Tam kurtulmak için debeleğimde gene kulaklarımdan yapışan ellerini hissettim. Acı bu defa çok daha dayanılmazdı ve kokuya katlanmaktan başka çare yoktu. Hemen ağzımı kıçının deliğine yapıştırdım ve ağzımla kapattığım o deliği emmeye başladım. Çok memnun kaldığı belliydi. Temizliği yaparken öylesine yoğun ve ağır bir koku vardıki midem devamlı bulanıyor ama kıpırdayamıyordum bile. Üstelik soluduğum hava da çok kötüydü. Çünkü üç – dört kere ağzımın içine gaz bıraktı. Yaklaşık yarım saat kadar sonra artık yorgunluktan ve nefessizlikten tükenmiştim. O da sıkılmıştı sanırım. “Seni bıkacağım miniğim ama son bir hatıra vermeden olmaz “dedi. Ağzımın üzerine tekrar cinsel organı ile oturdu ve organını tamamen ağzımın içine dayadı. Ben ne olduğunu anlayamadan birden dilimde tuzlu ve ılık bir sıvı hissettim. O sıvı öylesine yoğun ve çok geliyorduki çaresiz hepsini yutmaya başladım. Deli gibi işiyordu ve bense çaresiz yutuyordum. “Hepsini yutacaksın, kafanı kırarım senin” dediğinde zaten başka bir çarem kalmamıştı. Öylesine uzun işediki belki de bugün hiç tuvalete gitmemiş gibiydi. Neredeyse bir dakika kadar ağzımın içine idrarını doldurdu ve üzerimden kalktı. Ben artık pestil gibi serilmiştim. Zorla kalktım ve banyoya gittim. Kusabildiğim kadar kustum ve o sidiklerin yarısını çıkarttım içimden. Yarısı için ise çok geçti. O akşamdan sonra Nilüfer ablam benimle çok daha fazla ilgilenmeye başladı. Sanki o günü hiç yaşamamıştık. Ben artık ister istemez ondan biraz korkuyor ama daha çok da onu çok daha fazla düşünüyordum. İlk deneyimlerim hayatım boyu daima unutulmaz, acı verici ve ruhumda iz bırakan hatıralarla doluydu. Nilüfer abla da ben de hiç kimseye o geceden bahsetmedik, zaten anlatamazdıkki. Ama ne zaman karşılaşsak hep o anı gözlerimizle anlattık sanki birbirimize. Ben şu anda 30 yaşında evli, iki çocuk sahibi bir erkeğim. O ise hiç evlenmedi ve şimdi 46 yaşında. Ama eskisi kadar güzel ve ne yazıkki çok daha erişilmez. Eşim veya evlenene kadar beraber olduğum kızlar asla onun yaşattığı o geceyi bana yaşatamadılar. Ben hep acı verici fanteziler taşıyan bir gecenin hayalini kurdum ve o hayallerim asla gerçek olmadı. Belki bir gün Nilüfer ablamın yanına gitsem acaba tekrar olurmu diye düşündüm. Çok düşündüm ama ……. Asla cesaret edemedim. Sanırım tekrarı da olmayacak.

Bir cevap yazın